Erdoğan sınırlandırıcı ve otokratik bir lider.
Çizdiği sınırların içinde kalırsan, seni seviyor.
Sana iyi bakacağına söz veriyor.
Seni koruyor, kolluyor.
Hatta bazen bir geleneksel baba ya da dede gibi vatandaşa para bile dağıtıyor.
Bu jestler hem sembolik, hem de reel bir mesaj taşıyor:
"Benim otoritemi tanırsan, sana iyi bakarım."
Ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var:
Bu ilişki eşitler arası bir "seçen-seçilen" ilişkisi değil.
Bu, daha çok bir itaat karşılığında korunma vaadi ilişkisi.
Ve bu yapıda, bireyin kendi sınırları, düşünceleri ve hakları ikinci planda kalıyor. Halk büyüyemeyen bir çocuk oluyor.
Erdoğan’ın çizdiği sınırların dışına çıkıldığında, o koruma kalkanı kalkıyor.
Ve işte burada Erdoğan’ın asıl liderlik stilini görüyoruz: Halkın psişesinde cezalandırcı bir ebeveyn olarak yaşanan narsistik bir baba - lider figürü.
🚧 İçerde İnşaat Var!’ın son bölümünde gündeme özel liderlik krizini, Erdoğan ve İmamoğlu’nun liderlik yaklaşımlarını konuştuk 🎙️
Gündem Özel - Psikopolitik bir Çarpışma: Erdoğan vs. İmamoğlu, peki biz nasıl devam edeceğiz?
Bu bölümde klinik ve örgütsel psikoloji merceğinden liderlik konusunu ele alıyoruz.
Share this post