Toplumsal olarak bir yas sürecinin içindeyiz.
Bu olayın etkileri uzun vadede çok daha derin incelenecek.
Ama şu anda, bu kırılmanın duygusal yüküyle baş etmeye çalışıyoruz.
Ama her şeyden önce bir liderlik krizimiz olduğunu artık kabul edelim.
Çünkü elimizde çok net bir tablo var.
Şu anda Türkiye'nin dört olası cumhurbaşkanı adayından üçü hapiste.
Selahattin Demirtaş 9 yıldır tutuklu.
Ümit Özdağ 73 gündür tutuklu.
Ekrem İmamoğlu 20 gündür tutuklu.
Sadece biri dışarıda: Görevdeki lider, yani Erdoğan.
Bu tablo size garip gelmiyor mu?
Ülkenin yönetimi için adı geçen kişilerin üçü cezaevindeyse ve onları oraya koyan mevcut iktidarsa…
O zaman burada hayatın olağan şartlarında açıklanamayacak bir durum var.
Çok sevdiğim bir söz var:
“Bir şey ördek gibi yürüyorsa ve ördek gibi vak vaklıyorsa… o şey ördektir.”
Bazen gerçek, gözümüzün önünde durur.
Yeter ki cesaretle ve dikkatle bakabilelim.
Çünkü bu sadece siyasi bir durum değil;
aynı zamanda psikolojik bir kolektif yüzleşme anı.
İçerde İnşaat Var!’da gündeme özel konuştuk, ülkemizin sıkıntıları bitmezken kendimizi nasıl iyi hissederiz, neler yapabiliriz, psikoloji ve sinir sistemi perspektifinden sana - bana neler oluyor konularına değindik. Bölümün tamamı burada:
Gündem Özel - Psikopolitik bir Çarpışma: Erdoğan vs. İmamoğlu, peki biz nasıl devam edeceğiz?
Bu bölümde klinik ve örgütsel psikoloji merceğinden liderlik konusunu ele alıyoruz.
Share this post